İnceleme: Digipod A-2841P + BH18N Ball Head

     İşlerimin yoğunluğundan dolayı ara verdiğim fotoğraf faaliyetlerine bir miktar ekipman alarak dönüş yaptım. ilk olarak da başlıkta ismi geçen tripod ile başladım. Eski tripodum 20-30TL lik çin malı, sempatik ama dışarıda havaya uçma potansiyeli olan bir ekipmandı. İnternette bir kaç saatlik bir teknik gezinti ye ek olrak, gerek kullanıcı yorumları, gerek fotolardan gördüğüm kadarı ile bu tripodu sipariş ettim. Nereye mi? www.fotozeynep.com.tr . 151,10 TL (Kargo dahil) gibi bence çok iyi fiyata aldığım ürün hala(yazı tarihi itibari ile) aynı fiyattan satılmakta. Şimdiden söyliyim fotolar için kusura bakmayın, flaşlarım gelmediği için masa lambaları ve dahili flaş ile çekim yaptım ve fotoları çok fazla temizleyemedim. Tüm fotolara basarak daha yüksek çözünürlüklü hallerine ulaşabilirsiniz.

       Karton ve uzun bir kutu içerisinden aşağıda görmüş olduğunuz çanta , tripod, ball head ve kullanım kılavuzu çıktı. Bilmeyenler için. Ball head nedir? kısmına biraz sonra gireriz. Çanta gayet güzel ve kaliteli duruyor. Omuz kısmı yumuşak. Zaten tripod da 1450g olduğu için fazla zorlamayacaktır. (çok uzun mesafe yürümedim).

     Tripodumuzun kapalı halide aşağıda görülmekte.Kapalı yükseklik 52.4 cm denilmekte. Duvardaki elektrik düğmesi ile belki gözünüzde bir şey canlanır. Tripod duvara sıfır konumda sayılır.

 

      Kamerayı taktığımız başlığın bulunduğu çubuk yukarı aşağı hareket edebiliyor. Hatta ters çevirip makineyi başaşşağı da kullanabiliyoruz. O kısmı sonra anlatcam ama şimdilik aşağıda, çubuk en üstteyken yüksekliğe bakalım.

 

      

     Bir sonraki fotoda, ayakları ve başlık çubuğunu sonuna kadar açtık. Yükseklik 169.4cm olması lazım(katalog değerine göre). Pratikte ise kapıdan referans alabilirsiniz. Kamerayı takınca ben vizörü göremiyorum. Yani boyunuz çok uzun değilse, boş yere uzun tripodlara para vermeyin.

 

      Başlığın takıldığı çubuğun alt kısmında bir kanca var. Nedir bu? Bu kanca ile tripod'u daha sabit hale getirebilirsiniz. Örneğin rüzgarlı bir havada uygulanabilir. Sabit demişken, Ankara'nın Dikmen'indeki  :) orta dereceli rüzgarda, ağırlık bağlamadan gayet kararlı ve titremeden duruyordu.

 

     Tripod üzerinde, tripodumuzun düz konumlanıp konumlanmadığını anlamak için kırmızı ok ile gösterilen yerde bir terazimiz var. Ben pek kullanmam ama, yinede bulunması güzel.

     Sarı ok ile gösterilen yeri çevirip, başlık çubuğunu yukarı aşağı hareket ettirebiliyoruz. Oldukça rahat dönüp, sıkılıyor.

     Mavi ok ile gösterilen yeri ise markayı göstermek için işaretlemedim :) .Her üç bacakta bulunan ve markanın yazdığı o kısımlar 1cm kadar öne çekiliyor. Ne mi oluyor? Bir sonrak fotoya bakınız...

 

     İşte aşağıdaki fotodaki durum oluyor. Bacaklar iyice ayrılıyor. Ben bu kısımda acemilikten bir hıyarlık yaptım :) . Halıyı malıyı topladım, bacakları uzattım ve sonuna kadar açtım. Sonra kırmızı ok ile gösterilen yerden hafifçe bastırdım. Ulen bastıkça tripod aşağı iniyor. Dedim bu tripod, kamerayı koyarsam kırılır. Sonra gecenin köründe beynimin sulandığını farkettim:)) Tamam bacakları ayıracaz ama ayıracaksak uzatmanın ne alemi var? 3 bacağıda kapatıp öyle ayırsak da oluyor ve tripodun kırılmasını önlüyoruz(Bkz. ilköğretim fizik dersi :) ) Ben yaptım siz yapmayın diye fotoyu koydum :) Ama esaslı bir görüntü oluyor. Odanın yarısını kapladı nerdeyse. Bacakların bu kadar ayrılma sebebi ise malum, yere yakınlaşıp makro veya alttan çekimler yapmak.

 

       Tripodu ilk çıkartıp bacaklarını açmaya kalktığımda, bacak uzatma kısımlarındaki açma mandalını açtım ve bir ahhh çektim. Elim sıkışmıştı. Dikkat ediniz :) . Mandallar sanki fazla dayanmıyacakmış bir havada duruyor ama benim kötü çin malı 2 sene her koşula dayandıysa bu tripod da dayanır diye düşünüyorum. Bacaklar çok rahat uzayıp kısalıyor. Tek bir problem oldu o da 3 bacakta da, 2. kademeyi açıp kapatırken, hareket esnasında bir takılma oldu. Sanırım yeni olduğu için. Bir kaç defa aç kapa yapınca düzeldi.

 

     Birde benim emektar ile kıyaslıyalım. Bacakların açıklık durumlarına dikkat ederseniz, boyut olrak ucuz tripodlar ile aradaki fark anlaşılır. Sanırım bacak kalınlıkları ve sağlamlık da fikir veriyordur. Eğer bir dükkana gidip tripod alacaksanız ve sizde eski bir model var ise mutlaka götürüp kıyas yapın bence. Yanyana durunca fark çok belli oluyor. Hem malzeme kalitesi hem kullanım açısından.

 

      Şimdide 3. parçaya geçelim. Ball head. Benim emektar tripoda bakarsanız göreceksiniz ki bir kol var. O kolu çevirince kafa gevşiyor, kamerayı ayarlıyıp kolu sıkıyoruz ve sabitliyoruz. İşte bu noktada farklı bir durum var. Tripodumuz profesyonel seriye girdiğinden olsa gerek, tepedeki mekanizma değişebiliyor. Ben ball head olanından aldım. Neden mi aldım? Çünkü daha pratik olacağını düşündüm. Hakikaten de bana daha pratik geldi. Daha sonra başka yapıda kafa alabilirsiniz. Aşağıdaki kırmızı ok ile gösterilen yerden gevşetip, kamera pozisyonunu ayarlıyorsunuz ve sıkıyorsunuz. Oldukça sağlam duruyor. Kafanın en sevdiğim yanına ise bir sonraki paragrafta bakalım.

  

     Aşağıdaki sol resimde ise kırmızı okla bir yay görünüyor. Bu yay otomatik açma sisteminin yayı. Demekki bir de otomatik kitleme olabilir. Evet var. Nasıl çalışıyor bakalım. Kameranızın altına tripod ile beraber gelen aparatı tornavida ile takıyorsunuz. Sonra makinayı aşağıdaki sağ fotoda görülen yere önce ucu sonra arkası olacak şekilde yerleştirip bastırıyorsunuz. Sarı ok ile gösterilen yere oturunca şlak! diye bir ses gelip makina kitleniyor ve kırmızı ile gösterilen kol sağa kaçıyor. Yani tek el ile 1 saniyede makinayı tripod'a takabiliyorunuz. Çıkarmak için kırmızı ok ile görülen mandalı sıkıp sola doğru çeviyorsunuz ve bir klik sesi ile kamera elinizde. 

      Mavi ok ile gösterilen yer ise aslında su terazisi olmalıydı. Fakat benimkinde yeşil sıvı, haliyle terazi yok. Siz alırken dikkat edin böyle bir sıkıntı olmasın. Sanırım bir yerde delik vardı ve aktı gitti, veya su koymayı unuttular :))) Ben kullanmadığım için dikkate almadım ve geri göndermedim.

 

      Kamera altına takılacak aparatı tripoda takıp görelim. Hemen aşağıda görülüyor. Mandal sağa gitmiş, yani aparat kitlenmiş. Kamera altına takılacak aparatın üstü yumuşak bir tabaka ile kaplı, makinenizin çizilmesini engelliyor.

Aparatın altında ise düz bir vida var. Çok sağlam görünüyor. Herhangi bir düz tornavida veya kontrol kalmei ile rahatça sıkılıyor.

     Ve başlarda bahsettiğim akrobasi hareketi ile karşı karşıyayız. Bu aşamada "ama fotolar ters çıkar" diyen varsa o kişiyi www.bascek.com sitesine alalım :)

  

      Aşağıda ise kullanım klavuzu ile bir anahtar var. Bu anahtarın ne için olduğunu bilemiyorum. Çünkü klasik bir Türk olarak kullanım klavuzuna bakmadım:)) . Zaten tripod'u alış amacım sağlam duran bir tripod almaktı. Yani bir çok özelliğini bu aralar kullanmıycam. Gerektiğinde okuruz :)

     Genel bir yorum yapalım. Tripod bence tam bir fiyat performans ürünü. Bir çok amatör kullanıcıya yeterde artar bile. Kırılmadığı sürece veya zengin olup L serisi lenslerle çalışmadığım sürece kullanırım diye düşünüyorum. Taşıma kapasitesi 4Kg diyorki, bu ülkemizin insanlarınca 5Kg taşır olarak yorumlanabilir :) 

    Dikey kadraj için ballhead'in 2 tarafındaki boşluklar sayesinde çekim yapılabiliyor. 90 derece çevirmekte sıkıntı yok yani.

     Tripodu'un her bir eklem bölgesi yağlı geliyor. Herhangi bir kasıntı yok, tüm hareketler kolaylıkla yapılıyor. Yine ülkemizin jargonu ile yağ gibi akıyor. Elinizle kalite hissini alabiliyorsunuz. Eğer bir kırıklık, bozukluk durumu olursa burdan yazarım. Tripod yeni olduğu için epey uzun zaman alabilir :). Sorular itina ile cevaplandırılır. Sağlıcakla kalınız.